“Kalbi kırık bir oğlanın sessiz bir ağlayışı hayatımı alt üst etti”

Ahmed Alhassan
Neden Türkiye’deyim?
4 min readNov 19, 2017

--

Resmi Çeken: Ahmed Alhassan

Dünya kadar ağır yük kaldırıyor aynı zamanda Allah’a olan imanını da artıyor. — Ahmed Alhassan

O’nun Hikayesi

Garip ama aynı zamanda doğal bir şekilde, durumlar bazen nasıl böyle hızlıca değişebiliyor? Ailemle birlikte Suudi Arabistan’a gittiğimizde, onlar beni okula yollamaktan korktukları için evde tutmaya karar vermişlerdi. 14 yaşındayken, eğitimimi sürdürmeye oldukça istekliydim, fakat bu artık seçeneklerimden biri değildi. Ben de isyan ettim ve sonunda istediğimi elde ettim. Ailemin eğitimimi durdurma kararı vermesinden itibaren şımarık biri olmaya başladım ve hiç durmadım.15 yaşına geldiğimde ise, biri beni istemeye geldi fakat daha çok erkendi. Bu olayın üzerinden daha iki yıl geçmeden bu sefer de sevdiğim çocuk beni istemeye geldi. Fakat gururum kabul etmeme engel oldu. Annesiyle olan ilişkilerini kopardım ve kalp kırıklığına uğramasına izin verdim.

Hüzünlü bir oğlanın sessiz bir duası hayatımı alt üst etti. Ne yazık ki, bu bir iyi niyet duası değildi. 17 yaşındayken, bunu duyduğumda gerçekten umurumda olmadı. Her şey o zaman başladı. 19 yaşında nişanlandım ve nihayetinde evlendim. İlk başta hayatımdaki en güzel şeydi. Param, mücevherlerim, evim ve kocam vardı. Cennette olduğumu sanıyordum.

Sonra, bir yaz Suriye’de tatil yapmak istedik. Hamas’a gittim ve ailemin evinde kaldım. Kocam, bizi beklememiz için bıraktı, ben de ailem geri döneceği için onun ailesinin evine taşınmak zorunda kaldım. Nihayet geri döndü fakat sonrası benim için gerçekten sürpriz oldu. Bana sahip olduğumuz her şeyi yani evi, mobilyaları, kıyafetlerimi ve takılarımı sattığını söyledi. Bana bu konuda başka hiçbir şey söylemedi, orada çalışmasına rağmen sadece “oradan hoşlanmadım” dedi. O andan itibaren işler daha da kötüye gitmeye başladı. Kavgalar o kadar artmıştı ki, beş ay boyunca ondan uzaklaştım.

Resmi Çeken: Ahmed Alhassan

Hiçbir şey daha iyi hale gelmedi. Suriye’deki durum daha da kötüydü ve hepsi de evimin yakınında oluyordu. Köşeyi dönünce insanlar ölümden ve kandan etrafa kaçışıyordu, kapıları çalıyorlardı ve çığlık atıyorlardı. Çıldırmış bir şekilde ailemi aradım.

Her şey çok kötüydü, kocam aileme “Sadece onu alın! Göz yaşları kurumuyor. Bu kız delirebilir.” demek için ulaştı. Beni korkutan şey, komşumuza olanlardı. Onu ve kızının cesedini üzerinde hiçbir şey olmadan caddeye atılmış bir halde buldular. Uyuşturulmuş, tecavüz edilmiş ve dövülmüş bir halde. O kişinin ben olabileceğimi düşünmeden bir saniye bile duramadım. Kendimi eve kilitleyip, dışarıya çıkmadım.

Çocuklarımı alıp Suudi Arabistan’a döndüm ve o zaman gerçekten hayatımı yaşıyormuşum gibi hissettim. Tabii ki, savaş anıları bana sıkıntı vermeye devam etti ve kendimi haberleri takip etmekten alıkoyamadım, fakat bir süre sonra “Şimdi uzaktayım. Artık durmalıyım.” diye düşündüm. Kocam, her şeyin devam etmesine rağmen Suriye’ye geri dönmemde ısrarcı oldu! Önce beni tehdit etti ve bana başkasıyla evleneceğini söyledi. Daha sonra da “Allah seni mutlu edebilir” dedi. Beni tehdit etmeye devam edip benimle boşanacağını söyledi.

Bazı ekonomik olaylardan sonra Türkiye’ye taşınmak zorunda kaldık. Kocam ilk başta, 2 ay boyunca ziyaretime bile gelmeden yanımdan ayrıldı. Yalnızca dayanaksız mazeretleri vardı. Dediğini kanıtlayacak bir şey görmedim ve bu yüzden söylediği hiçbir söze inanmamaya başladım. Tüm masraflar üzerime kaldı. Her iki ayda bir, onu sadece bir hafta görür olduk. Mersin’e gelmesi için ısrar ettim. Sonunda yaptı, ancak daha iyi olmadı. Bir iş aramadı. Ailemin bana sağladığı paraya güveniyordu. Yanımdan erken ayrılırdı ve nereye gittiğini yalnızca Allah bilirdi. Bazen sarhoş olur, bazen de mutlu olurdu. Uzun süren bir soruşturma sonrasında, diğer kadınlarla olan gizli olaylarını keşfettim, tahminime göre de mutlu olmasının sebebi buydu. Bazen bana ve çocuklarıma çok kötü bir şekilde dayak atardı. Kendisinden başka hiç kimseyi önemsemezdi. Ailemle bana saldırmamak üzerine bir anlaşma yaptı ancak psikolojik tacize devam etti ve bu benim ölümüm olacaktı.

Stres beni alt etti. Artık üstesinden gelemiyordum. Saçlarım dökülmeye başladı, yüzüm kötü görünüyordu ve bütün vücudum acıyordu. Gözlerindeki bakışı, üstelik bozguna uğrayan birine olan bakışını görmemin üstesinden gelemiyordum. Yapabileceğim tek bir şey vardı. Eşyalarımı paketledim, uçak biletlerimi aldım ve bir şoför rezervasyonu yaptırdım. Kocam evden çıktığı anda, çocuklarımla birlikte İstanbul’a gitmek üzere havalimanına geçtim. Sonunda, düzenbaz birine, bir numara yaptığımı sanıyordum, ancak o kolayca kazanmama izin vermedi. Ayrılmadan önce tuhaf bir şey fark ettiğinde, tüm pasaportlarımızı saklamış ve neler olacağını bilerek günlük rutinine devam etmişti.

Resmi Çeken: Ahmed Alhassan

Bir süre sonra, abimin, bizim de kaldığımız, dairesinde göründü. Annesiyle gelmişti ve çocukları alıp biraz eğlenmek için dışarı çıkarmayı daha sonra da geri getirmeyi teklif etti. Cadılar Bayramı’ydı. Ben ne yazık ki bir şekilde onun nasıl bir insan olduğunu unutmuştum.

Daha sonraki bildiğim şey ise, çocuklarımın Mersin’de, kocam ve onun yeni eşiyle birlikte yaşıyor olduğuydu. Nadiren zamanlar dışında, onlarla temasa geçemedim, daha doğrusu, onlarla temasa geçmemi engelledi. Onların beynini yıkamaya devam ediyor. Bildiğim kadarıyla, bazıları öldüğümü düşünüyor. Beni korkunç bir şekilde özlediğinde çocuklarımdan biriyle konuşmayı başardım. Beni hala hatırlıyor. Yalnızca bu, içimdeki umut ışığını ateşlemek için yeterliydi. Çocuklarım için savaşıyorum. Zaten bir avukatla konuştum. Her şey yavaş gidiyor, fakat asla vazgeçmeyeceğim. Biliyorum ki, önceden o kördüm ki, fakat şimdi farklı biriyim.

Geriye dönüp baktığımda, yaşadığım her şeyin sadece bir ders olduğunu hissediyorum. Belki de bu, Allah’ın kendimize alçak gönüllü olun demek şeklidir.. Belki de, daha önce başkalarına yaptığımdan dolayı kaderin intikamıydı.

Dünyaya mesajınız ne olurdu?

Sadece merhamet. Merhametli olmalılar. “Yeryüzündeki insanlara merhametli olun, göklerdeki de size öyle olacaktır!”

--

--