Anne, sen benim esin kaynağımsın…

Ferdi Ferhat Özsoy
Neden Türkiye’deyim?
4 min readJan 2, 2018

--

Resmi Çeken: Ferdi Ferhat Özsoy

Hiçbir şey kaybetmekten korkmayan bir adam, muhakkak her şeyi kazanır. Apaydınlık günlerde Tanrı’yı aramış ama bulamamıştı. Ama Tanrı onu en karanlık zamanında buldu. — Ferdi Ferhat Özsoy

O’nun Hikayesi:

Hikayem Şam’ın en yoksul sokaklarında başlıyor. Ailem geri dönen ilk Şam’lı aile olmasına rağmen. Yedi yaşındayken karikatür çizebilmenin yegane yeteneğim olduğunu keşfettim ve ondan sonra bir çok çizgi roman yapmaya başladım. Bir seferinde annem için market alışverişi yaparken, gözüm sanat enstitüsüne benzer bir yere takıldı. Elimde market poşetleriyle orada duran adama “İçeride ne var?” diye sordum. O ise bana güldü ve beni utandırmaya çalıştı, sonra beni oranın yöneticisine götürdü. Yönetici hanıma mekan hakkında sorular sordum ve kendi yaptığım çalışmalardan, karikatürlerden bahsettim. O ise bana katıla katıla güldü ve daha sonra işlerimden bazılarını ona getirmemi söyledi, ama bu sırada tekrar ortalarda görünmeyeceğime inanıyordu. Hepsinin yanıldıklarını kanıtlayarak işlerimle beraber ortaya geri döndüm ve hepsi büyük bir şaşkınlık gösterdi. Sonrasında bu enstitüde okumaya, sanat hakkında bir şeyler öğrenmeye başladım. Onuncu sınıftayken mezun oldum ve aynı yerde bu defa kendim ders vermeye başladım. Öğretmen olmak muhteşem hissettiriyordu ama bu muhteşemlik uzun sürmedi.

Resmi Çeken: Ferdi Ferhat Özsoy

Hayat devam ediyordu, liseyi bitirdim ve üniversiteye başladım. İkinci yılımda devrim başladı. Ateist komünist (benim olduğum gibi), Sünni Müslüman, Şii, Alevi ve her çeşit insanın özgürlük adına bir araya gelmesi çok güzeldi. İlk defa bir Arap ülkesindeki bir devrim gerçekten de “devrimci” idi. Ne yazık ki bu heyecanım, gösterilerdeki bir fotoğrafımın devlet otoritelerinin eline geçmesi ile sona erdi, ve üç gün sonra kendimi tek kişilik hücrede buldum. İki yıl burada tutuldum. Beni çok fazla etkileyen korkunç şeylerle karşılaştım burada. Hiç kimsenin karşılaşmaması gereken şeylerle karşılaştım. Suriyeli kardeşlerinizi tutup defnedilmeyi bile hak etmemişçesine çukurların içene atmak gibi. Dehşet dolu bir şeydi. Ama tüm bu süre bana tüm hayatımın en değerli farkındalığını kazandırdı — Tanrı’yı dünyanın en karanlık yerlerinde, hapishane hücrelerinde bulmuştum. O beni kurtardı ve O halen hayatta olma sebebim, bunun için Elhamdülillah diyorum.

Resmi Çeken: Ferdi Ferhat Özsoy

Bütün zamanımı harcadıktan ve benden bilgi almak için yapılan tüm başarısız girişimlerden sonra beni salıvererek bana gerçek işkenceyi gösterdiler — Suriye’yi olduğu haliyle görme acısı. O zaman, salındığım zaman, anneannem ölmek üzereydi, babamın böbreğe ihtiyacı vardı, ve iki erkek kardeşim firari olmuştu. O esnada hapishaneye geri dönebilmeyi diledim; çünkü çok daha kolaydı. Bundan sonra üç defa daha hapse girdim. En son dışarı çıkışımda,, savaşın yıktığı bu ülkede bir yabancıydım. Artık burada hiç kimsem yoktu. Rejim tarafından bulunmaktan korkarak bahçelerde uyudum. Günler boyunca açlıktan kıvrandım, hiçbir şey için param yoktu. Üniversiteden mezun olduktan sonra İstanbul’a taşındım. İstanbul hayatımın en zorlu zamanıydı demeye cesaret edebilirim. Bu şehri ve insanlarını seviyorum, ama bu kadar. Hiçbir şey kendi ülkende olma rahatlığı gibi değil. Bir defasında dört gün yemeksiz kaldım. Açlıktan ölmek üzereydim, ama sonra erkek kardeşimi aradım, birdolu cebelleşmenin ardından ona durumu haber verdim ve yardım istedim. Gerçekten yiyecek hiçbir şeyim yoktu. Yiyecek bulmamın hiçbir yolu yoktu.

Resmi Çeken: Ferdi Ferhat Özsoy

İstanbul’da bir iş buldum ama bana çok kötü muamele edildi. Çok bıkkın bir haldeyken patronum bana hakaret ettikten sonra ona yumruk attım, sonuç olarak da kovuldum. Saldırıya uğradım ve soyuldum, hiçbir şeyim yoktu. Tam altı ay işsiz kaldım. Ne umudum ne de param olmadığından intihar etmeye kalkıştım. Sadece meyveyle beslendim. İki günde yalnızca bir defa yemek yiyordum. Kız arkadaşım beni terk etti. Ve yeni bulduğum işi de bulur bulmaz kaybettim — sadece Suriyeli olduğum için! Ve şimdi buradayım, her bir dakika savaş içindeyim çünkü savaşmak zorundayım, çünkü İstanbul’da yaşıyorum. İstanbul’dan konuşmuşken, bu şehrin dolandırıcı ve hırsız dolu olduğunu düşünüyorum. Irkçılık içinse, ister inanın ister inanmayın Arapları Türklerden daha ırkçı buluyorum. Birkaç ırkçı Türk bulabilirsiniz ama buradaki tüm Araplar bize karşı, Suriyelilere karşı ırkçılar. Anlayamadığım sebeplerden ötürü beni kendilerinden aşağı görüyorlar,

İstanbul’un bana öğrettiği en önemli ders şu: ne kadar hayalci ya da hırslı olursan ol, asla başaramayacaksın. Ama İstanbul’un benim hakkımda bilmediği şey, kaybedecek hiçbir şeyimin olmaması. Hiçbir şeyden korkmuyorum. Benimle uğraşmaya çalışan herkese “Bana asla daha önce yapılmamış bir şey yapamazsın!” diyorum.

Resmi Çeken: Ferdi Ferhat Özsoy

Kendimi beş yıl sonra nerede görüyorum? Kendimi zirvede görüyorum — sanatın zirvesinde! Bu güzel şehir bana teşekkür edecek. Dünyaya mesajım: milliyetçilik hakkında düşünmeyin. O eski bir ideal. Şimdi tüm dünyanın uluslararası vatandaşa dönüşme zamanı. Gelecek bu. Diğer mesajımsa sevgili anneme: sen benim esin kaynağımsın. Annemi buraya getirmek için her şeyi yapabilirim, yapabilirdim. Onun dışında hiçbir şey ya da hiç kimse umurumda değil. O benim üç kaidemden biri: Allah, sonra beynim, ve sonra annem.

--

--

Onların bir hikayesi var | They have a story | Creator/Editor of www.nedenturkiyedeyim.com | www.whyaminturkey.com |Co-founder of @dogrulukpayicom | @ogddernegi